Üç aylık uzun araştırmalar neticesinde müşterimiz Merve Karamete'nin bizden talep ettiği Japon Akitasını bu ırkta uzmanlaşmış üreticilerden; soyağacında şampiyonluklar bulunan ve en iyi kanlardan gelenleri belirledik. Merve Hanım bu süreç içerisinde şu an 'Sumo' ismini verdiği Akitasını seçti. Karamete ailesi için bulduğumuz Sumo Türkiye'nin en iyi Japon Akitası olma niteliğinde. Ailenin kısa sürede mutluluk kaynağı olan Sumo'nun bilinçli, duyarlı ve sevgi dolu sıcak bir ortamda yaşamına devam ediyor olması bizleri çok sevindiriyor. Merve Karamete ve ailesinin Sumo hakkında kaleme aldığı yazı ve fotoğraflar aşağıda yer almaktadır.
Geçen sene tesadüfen girdiğim bir petshopta Akita yavrusu gördüğümde aradığım cinsin bu olduğunu düşündüm. Ancak dış görünüşünden etkilenmemek adına bu cinsin karakterini,özelliklerini herşeyini detaylı bir şekilde araştırdım. "Hachiko" filmini çok sonradan izledim. Filmden herkes gibi çok etkilenmemize rağmen, kararımızı verirken bu filmi göz önünde bulundurmadık. Çünkü filmler bazen yanıltıcı olabilir ve bizim duygusal bir karar verip sonrasında pişman olmamızı sağlayabilir diye düşündük. İyice düşündükten sonra zamanı gelince Can Bey ile görüştüm. Kendisi de uzun uğraşların sonunda bize, ırkının tüm özelliklerini barındıran, hayallerimizdeki gibi bir Akita yavrusu getirdi.
Bu bizim ilk köpeğimiz, yaptığımız araştırmalar sonucunda ilk köpek olarak zor bir ırk seçtiğimizi biliyorduk. Can Bey'de bizi bu konuda uyarmıştı. Yani Goldenlar gibi sevimli ve her fırsatta oyun oynamak isteyen bir köpek olmayacağını çok iyi biliyorduk. Tüm bunlara rağmen vazgeçmedik. 3 Ekim 2012 günü Elit Yavru Çiftliği'ne onu almaya gittik. 11.5 haftalık olmasına rağmen oldukça iriydi. Tüyleri, rengi, kuyruğu, vücut orantılarıyla, herşeyi ile çok güzel ve sakin bir yavruydu. Ordan ayrılırken çok mutluyduk. Ta ki eve getirdikten sonra sıradan bir köpek yavrusundan çok daha farklı bir karakteri olduğu gerçeğiyle yüzleşene kadar ... :)
Oldukça akıllı ama bir o kadar da kendi bildiğini okuyan, başına buyruk bir köpek. İlk başlarda çağırdığımız zaman yanımıza gelmiyordu, bahçeye çıkarttığımız zaman sürekli bizimle inatlaşarak tasmayı çekiştiriyordu, topu attığımızda kafasını bile çevirip bakmıyordu. Onunla iletişim kurmakta güçlük çekiyorduk. Sanki büyümüşte küçülmüş, olgun bir köpek gibi davranıyordu. Belki annesinin yanından ayrılıp farklı bir ülkeye geldiği için adaptasyon sorunu yaşıyor olabilirdi. Bu durum ilk 2-3 gün bizi biraz paniğe soktu. Ya ileride dev gibi, inatçı, agresif bir Akita olursa ne yaparız diye kara kara düşünmeye başladık. Ancak biraz daha sabırlı olmamız gerektiğini de biliyorduk. Gerçekten hissimiz bizi yanıltmadı ve gün geçtikçe daha da sıcaklaşıp birbirimize alışmaya başladık.
Aşıları henüz bitmediği için şu anda garajda kalıyor. Sadece kendi bahçemizde gezdiriyoruz. Ona tuvalet eğitimi vermememize rağmen ilk günden itibaren büyük tuvaletini dışarıya yapmayı kendisi öğrendi. İlk kurabiyeyi gördüğü zaman atlayarak onu elimden almaya çalışmıştı. Kurabiyeyi ona oturduktan sonra verdiğimi anlayınca, ikinci kurabiyeden itibaren ben daha otur demeden oturup usluca kurabiyeyi beklemeye başladı :) İlk günlerde oyuncaklarıyla pek ilgilenmiyordu. Şimdilerde ise topla oynamaya bayılıyor. Ancak topu attıktan sonra geri getirmesini pek sevmiyor :) Bu tatlı tavırları ve her geçen gün bize daha da fazla alışması bizi çok keyiflendirdi. Şu anda bizi gördüğü zaman sevincini çok tatlı ve yoğun bir şekilde belli ediyor.
Akita cinsi köpekler koruma köpekleri olduğu için, içgüdülerinde sert ve agresif bir köpek olma eğilimi var. Bu dürtülerini tetiklememek adına onu agresif bir şekilde değil daha kibar bir şekilde seviyoruz. Onunla oyuncak çekiştirme oyunları oynayıp, inatlaşmasını tetiklemek yerine daha farklı oyunları tercih ediyoruz. Bizim lider olduğumuzu ona her fırsatta belli ediyoruz. Örneğin;ileride oyuncaklarını fazla sahiplenmemesi için ara sıra oyuncağını ağzından yavaşça alıp tekrar geri veriyoruz. Büyüdüğünde yemek yerken agresifleşmemesi için ona dokunup, onu seviyoruz. Bahçeye çıkarken, önden tasmayı çekiştirip gitmesine izin vermeyip, onu bekletip, biz yürümeye başlayınca yürümesine izin veriyoruz. Bunların köpek dünyasında önemli detaylar olduğuna inandığımız için yavruluk döneminden itibaren bunlara dikkat etmeyi tercih ediyoruz. Çünkü ileride sert, herkese havlayan, bizi aşırı sahiplenip başkalarına kendini sevdirmeyen bir köpek olmasını ve misafirlerimizi korkutmasını istemiyoruz. Dengeli ve huzurlu bir köpek olması için ona yapmasını istemediğimiz bir şeyi gördüğümüz zaman hayır demesini bildiğimiz gibi, güzel birşey yaptığında da ona sevgimizi ve sıcaklığımızı fazlasıyla hissettiriyoruz. Bunu yavru olmasına rağmen çok iyi bir şekilde hissettiği için hayır dediğimiz zaman bizi anlıyor ve yapmakta olduğu şeyi bırakıyor.
Oldukça cesur ve özgüveni yüksek bir köpek. Merdivenlerden inip çıkarken korkusuzca hareket ediyor. Kendini sevdirmek adına yüksek yerlerden düşünmeden atlayıp koşarak yanımıza geliyor. Büyük köpekler ona havladığı zaman ağlayıp geri çekilmek yerine korkusuzca onların gözünün içine bakıyor. Yavru bir köpek olmasına rağmen yalnız kaldığı zamanlarda ağlama gibi bir huyu nerdeyse hiç olmadı.
Onu sosyalleştirmek adına bir sürü insanla tanıştırıp, kendisini sevdirme, başka insanların ona dokunmasına izin verme fırsatı tanıyoruz. Aşıları bittikten sonra onun bol bol diğer köpeklerle de oynamasını sağlayacağız.
Eğitim zamanı gelir gelmez onu Elit Yavru Çiftliğine göndereceğiz. Çünkü böyle bir ırkla profesyonel eğitmenlerin yardımı olmadan baş etmeye çalışmanın, bize ileride ciddi zorluklar çıkaracağını düşünüyoruz. Eğitim zamanına kadar da onu fazla şımartmamak için elimizden geleni yapacağız.
Ailemize yeni bir üye gelmesinin sevincini çok tatlı bir şekilde yaşıyoruz. Eve döndüğümüzde bizi bu kadar tatlı bir köpeğin beklediğini bilmek bize mutluluk veriyor. Onunla ileride çok güzel anılar paylaşacağımıza gönülden inanıyoruz.
Can Bey ve ekibine ilgi ve desteklerinden ötürü çok teşekkür ederiz.
KARAMETE Ailesi
